18 Ocak 2011 Salı

Dedem öldü.
öldü.
ne dicem ki. yada ne yazıcam. bilmiyorum.


Hani öyle dedem dedem diye kuduran bir insan değildim. ailemden kimseye karşı öyle değilim.
dedem bilmiyorum öyle çok sevmezdim de onu.

Şimdi o yok.
yok. garip. tek kelime bu, bulabildiğim.

birkaç aydır facebookta mehmet aslanı sevenler diye bi grup vardı. her bildirim geldiğinde küfrederek kapatıyordum. mehmet aslan ilkokulda aynı sınıfta olduğum bir çocuk. inek falan derdik kızardı bize. çok net bişey hatırlamıyorum ona dair.

ölmüş lan çocuk.ölmüş de o yüzden grup açmışlar ona. videolar yazılar bilmemneler. düşündüm de bu mehmet yine şanslı çocuk ben ölseydim o gün bana grup açarlar mıydılar ki ?!

nasıl ölmüş asıl onu merak ettim.


aynı gün hatta aynı birkaç saat içinde birden fazla kişinin öldüğünü duymak şekildeki gibi insana saçmalattırıyor.

geçen hafta denizlideydik, dedem yoğun bakımdaydı. yanına gittim, donup kalmıştım, bize bakıyordu sadece, yüzünde herhangi bir mimik falan hiçbir tepki yoktu. öyle bakıyordu. gözleri kıpkırmızıydı ama. dolu doluydu. ağlayacakmış gibi.

bir insanın, yüzünde en ufak bir kaş çatması yada büzüşük dudaklar gibi bir ifade olmadan acı çektiğini anlamak mümkünmüş. donup kalmıştım ve olabildiğince hızlı çıktım o odadan.

her zamanki gibi bir sigara yakıp kurtulmak istiyorum.

ben sigaramı içmeden önce bu yazıya ait olmasa bile bu aralar her psikolojik travmamda yanımda olan bu şarkıyı dinleyin diye ekliyorum. dünyanın bence en güzel filmi kirot (the assassin next door) filminin şarkısı.




2 yorum: